Cumartesiyi Pazara bağlayan gece, dünyanın en uzun menzilli uçuşlarını yapan ABD uçakları İran’ı vurdu. Zafer çığlıkları eşliğinde düzenlenen basın toplantısında ABD Başkanı Donald Trump’a Beyaz Saray’daki açıklamalarında Başkan Yardımcısı JD Vance, Dışişleri Bakanı Marco Rubio ve Savunma Bakanı Pete Hegseth eşlik etti.
ABD, İran'daki nükleer tesisleri vurdu. Tahran ise "saldırganlığa yanıt vereceklerini" açıkladı. 3. Dünya Savaşı adeta kapımıza dayandı.
Gazeteci dostlardan aldığımız bilgilere göre; ABD, 22 Haziran Pazar günü sabahın erken saatlerinde İran’daki üç nükleer tesisi hedef aldı. Bu tesisler Fordo, Natanz ve İsfahan’da bulunuyordu. ABD Başkanı Trump, bu tesislerdeki nükleer kapasitenin "tamamen yok edildiğini" söyledi.
Trump, Türkiye saati ile sabah 05:00’te Amerikan halkına hitaben yaptığı televizyon konuşmasında şunları söyledi:
“Ya barış olacak ya da İran için son sekiz günde tanık olduğumuzdan çok daha büyük bir trajedi yaşanacak.”
Soykırımcı İsrail, bebek katili İsrail ve beraberindeki katil Amerika, İran’ı tehdit etmeye devam ederken; dünya basını yaşananları “ABD şovu” olarak nitelendirdi.
Televizyonlardaki canlı yayınlarımızda ve daha önce köşe yazılarımda yıllardır söylediğim bir şeyi tekrar ediyorum: Kara gücü elbette önemlidir ama asıl mesele havadadır. Bugün bir kez daha yazıyorum: Biz 8 saat kendimize, 2 saat savunma sanayine çalışmalıyız.
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları olarak 86 milyon kişi; azdan az, çoktan çok prensibiyle savunma sanayiine aylık düzenli katkı sunmalı. Gönüllülük esasıyla, 1 TL bile olsa herkes katkıda bulunmalı. Böylece savunma sanayimizi ve ordumuzu çok daha hızlı güçlendirebiliriz.
ABD, 16 saat uçarak geliyor, İran’ı bombalıyor ve dönüyor. Böylece ABD şunu demek istiyor:
"Artık her ülkede üsse ihtiyacım yok. İstediğim yere gider, vurur ve dönerim. Ben dünyanın jandarmasıyım. Aklınızı başınıza alın. ABD dolarına sahip çıkın!"
Benim anladığım bu! Üstelik bu mesajın havasını da fazlasıyla attı...
Artık yapılması gereken nettir: Hava Savunma Sistemleri, KAAN, KIZILELMA, AKINCI, HÜRJET gibi tüm savunma araçlarının seri üretime geçirilmesi ve hızla Türk Silahlı Kuvvetleri envanterine alınması gerekir!
Peki, bunu neyle yapacağız? Hangi parayla?
Seferberlik ilan edeceğiz!
86 milyon Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı – bir bebek bile olsa – 1 TL katkıda bulunsa, savunma sanayiinde yüz binlerce kişi çalıştırarak seri üretim başlatabiliriz.
PKK ve diğer terör örgütlerine binlerce tır silahı gözümüzün içine baka baka veren, Gazze’de daha çok Müslüman ölsün diye susan, oraya tatil köyü kuracağım diyen ABD Başkanı… Üstlerimizi vururuz diye bizi tehdit etmeyin! ABD’yi kimse tehdit edemez; 16 saat uçar, vurur, geri döneriz diyerek bölgeye açıkça gözdağı verdi, gitti.
ABD diyor ki : Hey dünya artık kara savaşı yok, ben ABD Dünyanın tüm ülkelerini havadan gelir vurur giderim , ben ağabeyim , bana peki diyeceksiniz diyor..
Ne demek istediğimi iyi düşünün, iyi anlayın. Bu işin şakası yok.
Artık rahat uyumak yok, yatmak yok, tatil yok. bana ne 3.dünya harbinden demek yok işin içinde artık bizde varız !
Bu mesele, artık can meselesidir!
Ölüm , Kalım meselesidir.. Dünya da güvenli yer artık yok ! Güvenli yer istiyorsak, ülkemizin hava sahasına hakim olmamız gerekiyor..!
Bugün Pazartesi:
Hayırlı haftalar diliyorum.