Bekir DOĞAN/ Gazeteci Yazar


Toplum Mühendisliği ve Türkiye’de AK Parti Düşmanlığı

2002 yılında iktidara gelen Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti), ilk yıllarında geniş halk desteğiyle büyük reformlara imza attı.


Ancak 2010'lu yılların ortalarından itibaren, özellikle 2013 Gezi Parkı olayları sonrası, hem Türkiye'de hem de uluslararası arenada partiye yönelik muhalefetin yoğunlaştığı gözlendi. 
Bugün , AK Parti karşıtlığının son 10 yılda nasıl sistematik biçimde oluşturulduğu, hangi aktörlerin rol aldığı, hangi araçların kullanıldığı ve bu sürecin sosyopolitik etkileri neler onlardan söz etmek istiyorum..
2013 Gezi Parkı Olayları: Dönüm Noktası
Gezi Parkı protestoları, çevreci bir hassasiyetle başlayıp kısa sürede hükümet karşıtı geniş bir harekete dönüştü. Olaylar, AK Parti karşıtlığının ilk kez geniş kitlelere yayıldığı bir kırılma anıydı. Sosyal medya üzerinden organize edilen eylemler, hükümetin otoriterleştiği yönünde ulusal ve uluslararası kamuoyuna güçlü bir mesaj gönderdi. Bu süreçte geleneksel medya büyük oranda etkisiz kalırken, dijital mecralar bir "karşı-hikâye üretim merkezi" hâline geldi.
Medya ve Algı Yönetimi
Son 10 yılda özellikle Batı merkezli medya organlarında AK Parti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan aleyhine haberlerin yoğunlaştığı görüldü. The Guardian, New York Times, Der Spiegel gibi gazetelerde yer alan analizler, Türkiye’yi “otoriterleşen bir demokrasi” olarak tanımladı. Türkiye içindeki muhalif medya kuruluşları da bu küresel söylemi içeride yeniden üreterek AK Parti karşıtlığını besledi.
Muhalefet Partilerinin Stratejik Dönüşümü
2018 sonrası CHP, İYİ Parti ve HDP gibi muhalefet partileri, “ortak düşman” algısı üzerinden AK Parti’ye karşı birleşme stratejisi geliştirdiler. İstanbul ve Ankara gibi büyükşehirlerin muhalefete geçmesi, “AK Parti'nin geriletilmesi mümkün” algısını güçlendirdi. Bu süreçte, “millet ittifakı” çatısı altında yürütülen iş birlikleri, seçmen bazında kutuplaşmayı artırırken, karşıtlık üzerinden bir siyasi söylem inşa edildi.
Ekonomik Gelişmeler ve Kriz Algısı
2018 sonrası döviz kurları, enflasyon ve işsizlik gibi ekonomik göstergelerde yaşanan dalgalanmalar, hükümete yönelik memnuniyetsizliği artırdı. Bu sorunların tek sorumlusunun AK Parti olduğu yönünde oluşturulan söylem, sosyal medya ve muhalefet tarafından yoğun biçimde işlendi. Ekonomik sıkıntılar, parti karşıtlığını ideolojik değil pragmatik bir zemine de taşıdı.

Akademik, Kültürel ve Sanatsal Alanlarda Karşıtlık
Bazı üniversitelerde, entelektüel çevrelerde ve sanat dünyasında AK Parti’ye yönelik eleştiriler “baskı ve sansür” kavramları etrafında şekillendi. Öğretim üyeleri, yazarlar, yönetmenler gibi kültürel aktörler, eserlerinde veya açıklamalarında hükümet politikalarını hedef aldı. Bu kesimlerde oluşan “elit karşıtlığı”, zamanla daha geniş kitlelere yayıldı.
Uluslararası Siyaset ve Türkiye’nin Yalnızlaştırılması
Batılı müttefiklerle yaşanan diplomatik gerilimler (örneğin S-400 krizi, Doğu Akdeniz gerilimleri, İsveç-Finlandiya NATO üyeliği meselesi), Türkiye'nin dış politikada yalnızlaştığı yönünde bir algı oluşturdu. Bu durum içeride, “AK Parti yönetimi yüzünden yalnızlaştık” söylemine zemin sağladı. Bu da hükümet karşıtı bir atmosferin uluslararası ve iç politikada senkronize biçimde gelişmesini sağladı.
AK Parti Karşıtlığının Çok Katmanlı Doğası
Son 10 yılda AK Parti karşıtlığı, yalnızca ideolojik değil; ekonomik, kültürel, siyasi ve diplomatik çok katmanlı bir zeminde yükseldi. Bu karşıtlık kimi zaman meşru eleştiri sınırlarında kaldı; kimi zaman ise dezenformasyon, algı mühendisliği ve duygusal manipülasyon araçlarıyla güçlendirildi. Sonuç olarak, Türkiye’de AK Parti karşıtlığı bir tepki olmanın ötesine geçerek, bir siyasî kimliğe, bir ideolojik pozisyona dönüşmüş durumda.
Ak Parti döneminde yapılan : TGGO , Savunma Sanayi ürünlerinin tamamı yalan ve algı yapılıyor , ben yapıldığına inanmıyorum diyorlar..
Türkiye Ekonomik olarak çökerti, vatandaşın aç olduğunu emeklinin öldüğünü söyleyerek fakir fukara edebiyatı ile Ak Parti Düşmanlığı yapıyorlar..
Ak Parti ne cevap veriyor ! : Maalesef vereni de görmedim bugünden sonra olur mu bilemiyorum..
Hayırlı Pazarlar Diliyorum