Bekir DOĞAN/ Gazeteci Yazar

Tarih: 16.05.2025 07:46

Sevgisizliğin Dilini Konuşmak

Facebook Twitter Linked-in

Büyüklerimiz : Gıybet Kanser gibi , bir insana girerse onu yer bitirir !

Bugün 16 Mayıs 2025 Cuma , Kadıköy müftüsü hayatta olmayınca , cuma vaz ve nasihat tutan olursa bize kaldı dostlar..

Toplumsal hayatın görünmeyen ama en etkili virüslerinden biri dedikodu ve hasettir. Birini çekiştirmek, onun arkasından konuşmak, başarılarını küçümsemek ya da sorgulamak; dışarıdan bakıldığında "laf aramızda" başlayan masum sohbetler gibi görünse de aslında içten içe toplumu kemiren bir çürümenin göstergesidir.

Akşam bir mekanda oturuyoruz, sohbet güzel başlatdı.. siyaset , belediye çalışmaları, sonra Ahmet niye zengin olu, ben niye fakirim söylemi ile başka boyuta geldi dinden çıkma konumuna gelince susun Allah rızası için susun dedim.. moralleri bozuldu..

Dedikodu ve Gıybet: Sessiz Yıkım

Dedikodu, genellikle kişinin kendini yetersiz hissettiği anlarda ortaya çıkar. Başkasının başarısına, mutluluğuna ya da hayat tarzına karşı duyulan gizli öfke, lafla şekil bulur. Gıybet ise sadece konuşanı değil, dinleyeni de kirletir. Çünkü bu sözlerin arkasında bir kişilik yargısı, bir küçümseme, bir cezalandırma arzusu yatar.

Haset: Neden O, Neden Ben Değil?

Haset, bir başkasının sahip olduğuna üzülmekle kalmaz; onun o şeye sahip olmasını istememektir. “O zengin oldu, ben neden olamadım?” sorusu, bireyin kendine değil, başkasına yönelttiği içsel öfkenin bir dışavurumudur. Oysa başarı, çaba ve zaman ister. Haset ise ne çaba gösterir ne de zaman Kuran Kerimde Rabmimiz : İlmi Çalışana, Serveti dilediğime verim “ buyuruyor.. mesele bitti.

Sevgi Yerine Neden Haset Yeşeriyor?

Bunun temelinde güvensizlik, yetersizlik hissi ve aidiyet eksikliği yatar. Toplumda insanlar birbirini desteklemek, birlikte yükselmek yerine, birbirini aşağı çekmeye çalışır. Sevgiyle büyütülmeyen kalpler, ne yazık ki kıskançlıkla beslenir. Kişi kendi iç huzurunu kuramadığında, başkasının huzurundan rahatsızlık duyar. Herkesi huzursuz ediyor..

Çık sokaklara bağır : Ben niye zengin değilim, bir ömür boyu bağır , çevreye rahatsızlık vermekten öteye gitmezsin Allah dilemedi ise zengin de olamazsın !

Sosyal Medya: Hasetin Yeni Sahnesi – Lagam Çukuru !

Bugün sosyal medya, kıskançlığın vitrini haline gelmiş durumda. Paylaşılan başarılar, tatiller, hediyeler ya da ilişkiler, çoğu kişide mutluluk değil; haset duygusunu tetikliyor. Gerçekte yaşanmayan hayatların sanal gösterisi, insanların iç dünyalarında büyük boşluklara ve anlamsız rekabetlere yol açıyor. Mehmet Antalya ya beş yıldızlı otele tatile gitti ben niye gidemiyorumla huzursuz olduğu gibi çevresini de huzursuz ediyor..

Çözüm Ne Olabilir?

Kendine dönmek: Kendi gelişimine odaklanan insan, başkasını kıskanmaz; ilham alır. Model alır, model olur, koşar çalışır huzurlu olur.. Paylaşmak ve takdir etmek: Başkasının başarısını kutlamak, insanı yüceltir; küçültmez.

Dilin gücünü fark etmek: Konuşmak bir eylemdir. Her kelime, bir tohumdur: sevgi mi ekeceğiz, nefret mi? Mesele burada, bir yeni bir ev , araba, bağ bahçe, fabrika , arsa vs. ne aldı ise hayırlı olsun demekten daha güzel ne var ?

Sevgiyi Yeşertmek Mümkün

Toplum olarak bizi bir arada tutacak olan sevgi, empati ve anlayıştır. Dedikodu, gıybet ve haset, bu köprüleri yıkan dinamitlerdir. Oysa birbirimizi desteklediğimizde, paylaştığımızda ve içtenlikle takdir ettiğimizde; hem bireysel huzura hem toplumsal barışa ulaşmak mümkündür.

Haset Tohumları Ekenler: Gıybet, Dedikodu ve Kıskançlık Üzerine Dini ve Psikolojik Bir Yaklaşım

Konuştuğumuz sözler, ruhumuzun aynasıdır. Kimimiz sevgi eker kelimeleriyle, kimimiz haset. Bugün toplumda nice gönül yorgunluğu, dedikodu ve kıskançlığın birikmiş kirinden kaynaklanıyor. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bu konuda çok net uyarılarda bulunmuştur:

"Gıybetin ne olduğunu biliyor musunuz?" diye sordu.

Ashâb-ı kirâm, "Allah ve Rasûlü daha iyi bilir" dediler.

"Kardeşinizi hoşlanmayacağı bir şekilde anmanızdır" buyurdu.

Biri, "Ya söylediğim doğruysa?" deyince,

"Söylediğin doğruysa gıybet ettin, eğer doğru değilse iftira etmiş oldun" (Müslim, Birr, 70)

Gıybet: Sessizce Öldüren Bir Günah

Gıybet, sadece konuşulan kişiyi değil, konuşanı da yanındakileri de zehirler. Toplumda güveni, sevgiyi ve birlik ruhunu yıkar. Kur’an-ı Kerim bu davranışı çok çarpıcı bir benzetmeyle yasaklar:

“Sizden biriniz, ölmüş kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı?” (Hucurât, 12)

Bu benzetme, gıybetin ne kadar ağır bir suç olduğunu açıkça ortaya koyar. Çünkü dil, iyilik için kullanıldığında sevap, kötülükte kullanıldığında vebal getirir.

Haset: Kalpteki Sessiz Yangın

Haset, insanın kalbinde yanan ama dışarıya yıkım olarak çıkan bir yangındır. Peygamberimiz (s.a.v.) şöyle buyurur:

"Sakının hasetten! Çünkü haset, ateşin odunu yiyip bitirdiği gibi iyilikleri yer bitirir." (Ebû Dâvûd, Edeb, 44)

Haset, sadece başkasının sahip olduklarına üzülmek değil; onun sahip olmamasını istemektir. Bu, imanın zarif yapısıyla bağdaşmayan, içten içe kişiyi de çürüten bir duygudur

Psikolojik Açıdan: Neden Dedikodu Yaparız, Neden Haset Ederiz?

Psikologlar, dedikodu ve hasetin temelinde özgüven eksikliği, kendini değersiz hissetme ve toplumsal onay ihtiyacı olduğunu belirtir. Bir insan kendi hayatından memnun değilse, başkasının başarısını tehdit gibi algılar. Oysa sağlıklı bireyler, başkasının mutluluğuna imrenir ama zarar vermek istemez. Haset hastalığıyla mücadelede şu üç psikolojik çözüm çok etkilidir:

Kendini tanımak ve kabullenmek.

Hayatındaki nimetlere şükretmek.

Başkasını rakip değil, ilham kaynağı olarak görmek.

Sosyal Medya: Hasetin En Yeni Kalesi

Bugün gıybet sadece komşu dedikodularında değil; sosyal medya yorumlarında, alaycı paylaşımlarda ve "laf sokmalarda" da yaşıyor. Birinin mutluluğunu gördüğümüzde içimizde bir kıskançlık kıpırdıyorsa, o kalpte onarılması gereken bir yara var demektir. Allah bu kalp hastalığını Kur’an’da şöyle tarif eder:

“Onların kalplerinde hastalık vardır. Allah da onların hastalığını artırmıştır.” (Bakara, 10)

Çözüm: Sevgiyle Dolu Bir Toplum Mümkün

Toplum olarak yeniden merhamet dilini, dua kültürünü ve hüsn-i zanı (iyi niyetle düşünmeyi) öğrenmeliyiz. Peygamberimiz (s.a.v.) buyurur:

"Birbirinize haset etmeyin, birbirinize kin tutmayın, sırt çevirmeyin. Ey Allah’ın kulları, kardeş olun." (Buhârî, Edeb, 57)

Bu hadis, toplumsal huzurun anahtarını verir: kardeşlik, sevgi ve muhabbet.

Son Söz: Bugün Cuma, Dualarımız Temiz Olsun

Bugün Cuma. Bugün kalplerimizi arındırmak, dilimizi düzeltmek, içimizi sevgiyle donatmak için güzel bir fırsat. Dedikodudan uzak duralım, birbirimizin ardından değil, yüzüne güzel sözler söyleyelim. Başkasının başarısına sevinelim, içtence dua edelim. Çünkü sevgi paylaştıkça çoğalır, haset ise bizi içten içe çürütür. Konuştukça artar bizi yakar bitirir..

Yazım uzun oldu okuduğunuz için teşekker ederim..

Hayırlı Cumalar Diliyorum


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —