Kadim medeniyetimizin en önemli düsturlarından olan “Yarın kıyametin kopacağını bilseniz bile elinizdeki fidanı dikiniz” öğretisi bize ağaç dostu, orman dostu, çevre dostu, insan dostu yani tüm canlıların dostu olmamızı telkin ederken aslında ortak hayat alanımız olan dünyaya karşı bizi sorumlu kılmaktadır.
Geçtiğimiz yıllarda acı bir şekilde yüzleştiğimiz büyük ve çok sayıdaki orman yangınlarının Ülkemiz dâhil Avustralya, Amerika, Sibirya, İspanya’dan İtalya’ya kadar dünyanın birçok bölgesinde çok yıkıcı etkileri oldu. Hektarlarca orman ve beraberindeki canlı habitatını kaybettik. Bu tüm insanlığı etkileyen, küresel bir sorundur.
Ormanlarının yüzde 54’ü yangınlara karşı hassas alanlardan oluşan Ülkemizde aşırı yüksek sıcaklıklarla yüzleştiğimiz günlerden geçiyoruz. Aşırı düşük nem ve rüzgârla birlikte kaçınılmaz hala gelen bu orman yangınlarını doğanın bize ikazı olarak görmeliyiz ve bu anlamda üzerimize düşen bütün tedbirleri almalıyız.
Ormanlarımız, alacakları her temiz nefesten sorumlu olduğumuz çocuklarımıza bırakacağımız en kıymetli mirastır. Bu sebeple en derin hassasiyetle ormanlara karşı insanlarımızı bilinçlendirmeli yetkililerin uyarılarına riayet etmeliyiz. Tabi orman yangınlarının yüzde 88 inin insan kaynaklı olduğu gerçeğini unutmayarak art niyetli kişilere karşı da müteyakkız olmalıyız.
Kurumlarımız bir yandan ilkim krizinin etkileriyle mücadele ederken diğer yandan bizler de ALO 177 Orman Yangın İhbar Hattı üzerinden yapacağımız yerinde ve doğru ihbarlarla yangınların önüne geçilmesine destek olmalıyız.
Bu vesileyle idari personelinden, işçisine tüm Orman teşkilatımız ile gönüllü olarak bu mücadeleye destek olan tüm vatandaşlarımıza en içten şükranlarımı sunuyorum.
