Bekir DOĞAN/ Gazeteci Yazar


Dünya Rahat Değil: Kaosa mı Sürükleniyoruz?

Bugün 30 Mayıs 2025 Cuma : Mübarek cuma günü güzel konulara değinmek istiyorum ama dünyanın gündemine bakınca hiçde öyle huzur görmüyorum..


ABD Gümrük vergileri , Terör, savaşlar, fakirlik yoksulluk , dünyamızda aç ölen insanlar varken benim huzurlu olmam mümkün mü ?

Dünya huzursuz. Giderek artan gerilimler, savaşlar ve krizler sanki küresel bir yangının habercisi gibi… ABD ile Çin arasındaki bilek güreşi, Rusya'nın Ukrayna’ya saldırısıyla Avrupa'nın yeniden cephe hattına dönüşmesi, İsrail’in Gazze’de sürdürdüğü saldırılar, soy kırımı , müslümanlar'ın çığılığı komşu ülkelere sıçrayan savaş senaryoları ve terörle hizaya getirilmeye çalışılan devletler… Bu tablo giderek büyüyen bir soruyu gündeme taşıyor:

Dünya nereye gidiyor?

Her biri başlı başına bir analiz konusu ama aslında hepsi birbiriyle bağlantılı. Soğuk Savaş’ın sona erdiği düşünülen dünyada bugün yeniden kutuplaşma, bloklaşma, hatta bir çeşit Yeni Soğuk Savaş yaşanıyor. ABD, Çin'in ekonomik ve teknolojik yükselişinden rahatsız. Tayvan meselesi bir kıvılcım gibi duruyor. Pasifik’teki askeri hareketlilik ve ittifaklar zinciri, Asya-Pasifik’i küresel çatışma alanına dönüştürmeye aday.

Öte yandan Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik işgali, Avrupa’da savaşın geri dönüşünü simgeliyor. NATO’nun sınırlarına kadar dayanan çatışma, sadece Ukrayna’nın geleceğini değil, enerji güvenliğinden askeri dengelere kadar pek çok alanı etkiliyor. Barış çağrıları yükseliyor ama silahlar susmuyor.

Ortadoğu ise yine kaynıyor. İsrail’in Gazze’deki sivil yerleşimlere yönelik saldırıları, bölgedeki tansiyonu her geçen gün artırıyor. Lübnan, İran ve Suriye üzerinden genişlemesi olası bir savaş ihtimali artık kimseye uzak gelmiyor. Bu süreçte uluslararası toplumun sessizliği ya da çifte standartlı tepkileri ise yeni öfke dalgalarını besliyor.

Ve elbette terör... Artık sadece bir güvenlik meselesi değil; ülkeleri zayıflatmak, toplumsal yapıları çökertmek, rejimleri dizayn etmek için kullanılan stratejik bir araç haline geldi. Özellikle Afrika, Ortadoğu ve Orta Asya’da devlet dışı aktörlerin sahneye çıkması, egemenlik kavramını yeniden tartışmaya açtı.

Tüm bu gelişmeler, dünyada yeni bir düzenin kurulmakta olduğunu gösteriyor ama bu düzen henüz “neye benzeyeceği” belli olmayan bir kaos içinde şekilleniyor. Büyük güçler hesaplaşırken, arada kalan ülkeler ya taraf seçmeye zorlanıyor ya da kendi bağımsız duruşunu sürdürmek için çok yönlü bir diplomasi yürütmek zorunda kalıyor.

İşte tam da bu noktada Türkiye gibi ülkelerin rolü önem kazanıyor. Coğrafi konumu, tarihsel mirası ve diplomatik kapasitesiyle Türkiye, sadece kendi güvenliği için değil, bölgesel barış ve denge için de sorumluluk taşıyor.

Hakan Fidan Turları

Türkiye Dış işleri bakanı Hakan Fidan Barış için bölgede ziyaretlere devam ediyor..

Bugün dünyanın en çok ihtiyaç duyduğu şey; adaletli bir düzen, samimi diyalog ve çok kutupluluğu yönetebilecek bir akıl. Eğer bu sağlanamazsa, dünya sadece ekonomik krizler ya da enerji savaşlarıyla değil, değerler ve insanlık temelinde büyük bir çöküşle karşı karşıya kalabilir.

Sonuç mu?

Dünya gerçekten rahat değil. Ama hala bir şans var: Akıl, sağduyu ve insani değerler galip gelirse, karanlık değil aydınlık bir gelecek mümkün. Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ABD, Çin, Rusya ve Türkiye olarak Dünya da söz sahibi 4 ülke liderinden biri olarak sahnede yer alıyor ve yoğun da barış için çaba harcıyor..

Hayırlı günler Diliyorum