Bekir DOĞAN/ Gazeteci Yazar

Tarih: 19.06.2025 10:47

Cumhurbaşkanı ile Halkın Arasına Örülen Duvar

Facebook Twitter Linked-in

Yerli ve milli projeler, havada SİHA’lar, denizde MİLGEM’ler, karada Altay tanklarıyla gurur duyuyorsak, bu milletin bileği kadar yüreğine de güvenilmesindendir.

Fakat ne hazindir ki, milletin iradesini temsil eden Cumhurbaşkanlığı makamı ile milletin bizzat kendisi arasına kalın duvarlar örülüyor. Demir bariyerler, geçilmez koridorlar, davetli listeleriyle daraltılmış meydanlar ve "kimlik kontrolünden geçmeyen giremez" mantığı artık sıradan hale geldi.

Peki ne değişti?

Gazetecilik hayatım boyunca aynı masada oturup çay içtiğim, röportaj yaptığım devlet büyüklerini saymam gerekirse; Turgut Özal, Süleyman Demirel, Kenan Evren, Necmettin Erbakan, Binali Yıldırım, Mesut Yılmaz, Yıldırım Akbulut gibi liderlerle birebir sohbet ettim. Güvenlik elbette olurdu ama hiçbir zaman "ulaşılmazlık" olmazdı.

Bugün geldiğimiz noktada, bırakın masada oturup konuşmayı, aynı salona girmek bile bir hayale dönüşmüş durumda. Kimi zaman il kongrelerinde, kimi zaman resmi açılışlarda STK başkanlarına ayrılan koltukların bile yarısı boş kalıyor. Neden mi? Çünkü girmek için sıradan bir vatandaşın değil, çoğu zaman vali izniyle bile geçemeyenlerin yaşadığı zorluklar var.

Cumhurbaşkanına değil, etrafındaki duvarlara karşıyız!
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan hâlâ milletin adamı. Fakat "milletin adamı" olmanın doğası, millete dokunmakla mümkündür. Korumalar, özel listeler, çevre bariyerleri ile örülen bu ulaşılmazlık algısı, en çok da Cumhurbaşkanımıza zarar verir.

Kahramanmaraş’ta bugün yapılan Azerbaycan Mahallesi'nin açılışına halkın ulaşamayacak olması, sembolik bir anlam taşıyor. Depremin kalbinde yeniden ayağa kalkan bir mahallenin açılışında, o mahallenin gerçek sahipleri olan halk yer alamayacaksa; burada bir terslik vardır.

Evet, güvenlik önemlidir.

Ama güvenlik gerekçesiyle halkı dışlayan bir düzen, milletin gönlündeki bağı zayıflatır.

Ak Parti yönetimine açık çağrıdır:
Milletle bağı korumak sadece projelerle, yatırımlarla değil, göz teması, el sıkışması ve hal hatır sormakla olur. Bu halka hizmet eden Cumhurbaşkanını halktan soyutlamak, hem Cumhurbaşkanımıza hem de millete yapılan bir haksızlıktır.

Devlet geleneğinde en büyük liderler, halkın içinde yürüyenler olmuştur.

Bugün Sayın Erdoğan’a ulaşmak bu kadar zor olmamalı. İsminden önce “milletin adamı” unvanını alan bir liderin, bu duvarların arkasında görünmesi bile bu unvana zarar verir.

Ve şunu unutmayalım:

Lideri büyük yapan, etrafındaki duvarlar değil; o duvarları aşabilen milletle kurduğu gönül bağıdır.

Cumhurbaşkanlığı korumalarından bu duvarı yıkmalarını bekliyorum..

Hayırlı Günler Diliyorum..


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —