Ünal TAN / İlahiyatçı


AKILLI TELEFON

Bir öğretmen, akşam yemeği sırasında evde öğrencilerinin ödevlerini düzeltmekle meşguldü.


Yanında oturan eşi ise telefonunda arkadaşlarıyla mesajlaşıyordu. Her şey sıradan görünüyordu… ta ki öğretmen son ödevi okuyana kadar.

Aniden gözlerinden sessizce yaşlar süzülmeye başladı.

Eşi şaşkınlıkla sordu:
— Neden ağlıyorsun? Ne oldu?
Kadın yanıtladı:

— Dün 1. sınıf öğrencilerime bir ödev verdim: “Dileğim” konulu bir yazı yazmalarını istedim.

— Eee, neden bu kadar üzüldün?

— Çünkü en son okuduğum yazı beni derinden sarstı…

Merakla eşinin elindeki ödeve uzandı:

— Ne yazmış ki seni bu kadar etkiledi?
Kadın okumaya başladı:

“Ben bir akıllı telefon olmak istiyorum.
Annemle babam telefonlarını o kadar çok seviyorlar ki…

Tüm dikkatlerini onlara veriyorlar. Beni bazen tamamen unutuyorlar.

Babam işten yorgun geldiğinde bile, telefonu için her zaman vakti oluyor, ama benim için hiç olmuyor.

Telefon çaldığında hemen cevap veriyorlar, ne kadar meşgul olsalar da.

Ama ben ağlasam bile, bana cevap vermiyorlar.

Telefonlarıyla oynuyorlar, ama benimle hiç.

Onların söylediklerini dinliyorlar ama benim söylediklerimi asla.
O yüzden benim dileğim:

Bir akıllı telefon olmak.
Belki o zaman bana da dikkat ederler.”

Adam donakaldı. Sesi titreyerek sordu:

— Kim yazmış bu ödevi?

Kadın sessizce cevap verdi:

— Oğlumuz…

Çıkarılacak ders:

Telefonlarınızı, çevrenizdeki insanlardan daha değerli hale getirmeyin.

Sevdiklerinizle geçirdiğiniz her an kıymetlidir.

Yemekte, konuşurken ya da birlikte vakit geçirirken telefonları bir kenara bırakın.

Dinleyin, bakın, dokunun, ilgi gösterin…

Çünkü küçük bir dikkat bile, karşınızdaki kişiye “Sen benim için önemlisin” demenin en güçlü yoludur.

Selam ve dua ile Allah'a emanet olun değerli kardeşlerim benim....