"Terörsüz Türkiye" güzellemesi yapan sözde uzmanlar, stratejik uzmanlar, terör uzmanları, yazar-çizer takımının açıklayamadığı bir şey var: PKK ve Irak-Suriye’deki PKK uzantısı terör örgütleri, her gün isim değiştiren yapılar, ABD’nin verdiği silahları Türkiye’ye teslim edecek mi?
PKK, mağaralarda, sığınaklarda, karargâhlarda sakladığı silahları Türk ordusuna ve polisine teslim edecek mi? Eğer 40 yaş üzeri örgüt yöneticileri -ki bunlar artık ömrünü tamamlamış, 50 yaş üzerindekilerin çoğu hasta-60 yaş üzeri dağda yürüyecek hali kalmamış, bunları bize iyi ve temiz vatandaş olarak mı verecekler.. elini kolunu sallayarak Türkiye’ye gönderilecekse ve biz de bunlara sağlık ve beslenme harcamaları yap acaksak, bu, Lozan Anlaşması’ndan da beter bir “Terörsüz Türkiye” anlaşması olur.
Bugün PKK’nın üst düzey yöneticilerinin çoğu 60 yaş üzerindedir ve dağlarda gezecek halleri kalmamıştır. Sayın Cumhurbaşkanı, Adalet Bakanı, Milli Savunma Bakanı, Dışişleri Bakanı ve diğer ilgili bakanlıklar hâlâ şu açıklamayı yapamıyor:
"Terör örgütü üyeleri ellerindeki silahlarla Askerimize , Polisimize teslim edecekler mi ?, sakladıkları silahların yerlerini gösterecek, Bu Silahları Türkiye Cumhuriyeti Devletine verecekler mi ? Türkiye bu silahlarla görmeden " Terörsüz Türkiye." inanmıyor !
12 Mayıs Bayram ilan edenler : Halay çeken, sevinen, televizyon kanallarında "Terörsüz Türkiye" güzellemesi yapanların, PKK’nın açıklamasını okuduklarını sanmıyorum. Çünkü silah bırakıyoruz derken, satır aralarında Öcalan’ın koşulları nasıl değişecek, Lozan vurgusu neden yapılıyor, kimse buna dikkat etmiyor. Cezaevindeki on binlerce PKK salı verilmesi şartı var !
PKK, 12 Mayıs 2025’te yaptığı açıklamayla silahlı mücadeleyi sonlandırdığını duyurdu. Büyük bir nimetmiş gibi sunulsa da açıklamanın içinde şu ifadeler dikkat çekiyor:
PKK, "pratikleşme süreci Abdullah Öcalan tarafından yönetilmek ve yürütülmek üzere", örgütsel yapısını feshettiğini, silahlı mücadele yöntemini ve PKK adıyla yürütülen çalışmaları sonlandırdığını bildirdi.
Ancak aynı açıklamada Öcalan ve dağdaki diğer teröristlerin siyasi parti kurma talepleri dile getiriliyor. Peki bu Lozan değilse nedir? 12 Mayıs 2025, “Terör Lozanı”dır.
PKK bitti deniyor. Peki Irak ve Suriye’de her gün isim değiştiren, aslında PKK’nın ta kendisi olan terör örgütleri ne olacak? Bu örgütlerin sadece isimleri farklı, yapıları aynı. başındaki yönetici aynı isim değişse de aynı kişiler yönetiyor..
ABD ve AB, 47 yıl boyunca para ve silahla desteklediği bu örgütün ortadan kaldırılmasını kabul eder mi? Bugün PKK’nın elinde hava savunma sistemleri var. Bu nasıl bir terör örgütüdür ki, birçok ülkenin bile sahip olmadığı silahlara sahiptir?
Bazı yorumcular, bu açıklamanın Türkiye’nin Kürt meselesi siyasetinde bir dönüm noktası olduğunu ve artık siyasi mücadeleye geçileceğini söylüyor. DEM Parti ile demek ki siyaset yapamamışlar , satır arasında ki gizli cümleye bakın Ancak PKK'nın silah bırakması "fevkalade memnuniyet verici" bir gelişme olsa da açıklamada geçen Lozan referansı son derece endişe vericidir.
Benim dayım ve dayımın çocukları da dâhil olmak üzere ailemden 9 kişi PKK teröristleri tarafından şehit edildi. Ekinözü Türkmenler Köyü Yılanovasın’da yapılan katliamda binlerce hayvan da öldürüldü. Bu katiller şimdi ellerini kollarını sallayarak sokaklarda mı gezecek? Yok böyle bir şey. Biz bunu kabul etmiyoruz!
PKK, örgütü feshettiğini ve silahlı mücadeleye son verdiğini açıklarken Öcalan'ın dış dünyaya açılma beklentisini de dile getiriyor. Sevinenler, halay çekenler bunu göremiyor. PKK ve Öcalan özgürlük diyerek mi seviniyorlar ?
Açıklamada Öcalan’ın siyasi parti kurma niyeti belirtiliyor. Cezaevinden parti mi yönetecek? Bu nasıl bir anlaşmadır?
Örgüt, "Bu kararların uygulanması, [Öcalan’ın] süreci yürütüp yönlendirmesini, demokratik siyaset hakkının tanınmasını ve güvence altına alınmasını gerektirir" diyor. Bu ifadeyle Türkiye Büyük Millet Meclisi işaret ediliyor.
Peki, bu açıklama ne anlama geliyor? Öcalan’ın daha özgür koşullarda, toplumla ve siyasetle iletişim kurarak bir aktör olmasının beklendiği sonucu çıkarılıyor.
Umut hakkı nedir? Abdullah Öcalan’a uygulanabilir mi?
DEM Parti Diyarbakır Milletvekili Cengiz Çandar da, Öcalan'ın şartlarının iyileştirilmesinin bir ön koşul değil, ama bir beklenti olarak sunulduğunu söylüyor.
Çandar’a göre Öcalan’ın İmralı’daki şartlarının değişmesi, dış dünyaya açılması ve siyasi aktör haline gelme beklentisi bildirgede açıkça ifade ediliyor. Ayrıca hapishanelerin boşaltılması, silah bırakmış olanların topluma kazandırılması ve sürgündekilerin dönüş yollarının açılması gerektiğini de belirtiyor. Bu konuda TBMM'ye iş düşeceği ifade ediliyor.
Lozan vurgusu neden yapılıyor?
PKK'nın açıklamasında, “Partimiz PKK; kaynağını Lozan Antlaşması ve 1924 Anayasası’ndan alan Kürt inkâr ve imha siyasetine karşı, halkımızın özgürlük hareketi olarak tarih sahnesine çıktı” deniyor. Bu ifade de son derece dikkat çekici.
Lozan’a yapılan bu gönderme, bazı uzmanlara göre Kürtlerin Türkiye’nin toprak bütünlüğüne bir itirazı değil. Ancak bazı çevreler, 1924 Anayasası'nı Kürt kimliğini inkârın hukuki temeli olarak görüyor. O yüzden 1921 Anayasası’na dönülmesi gerektiğini savunuyorlar.
1924 Anayasası ile Kürtçe yayın, eğitim ve yerel yönetime dair haklar ortadan kaldırıldı. Oysa 1921 Anayasası bu hakları tanıyordu. DEM Parti milletvekilleri bu farkı sık sık gündeme getiriyor.
Sözün özü : PKK ellerindeki tüm silahları Türkiye Teslim edecekse buyurun elin " Terörsüz Türkiye " birlikte kuralım, silahları getirmeden kendileri gelecekse , bu yeniden hendek olaylarının çıkacağının işaretir.. Lozan dayatması ile Türkiye Cumhuriyeti Devletini diz çoktüreceklerse Türk Milleti bunu asla kabul etmez "
Çok uzun bir yazı oldu ancak özetleye bildim.. okuduğunuz için teşekkür ederim..
iyi günler